Anlamak, şuur adına vakıf olmaktır
Akıl muhakeme etmen için sana bahşedilen en zaruri maslahattır
İdrak, ruhunun yetisiyle anlamlaşan firaktır, kalbin lisanı niye
aşk-ı sanattır
Yaşamak, tekabül eden vaktin sadrında mukallit kalmak ne büyük kabahattir
Nefesin teslimiyetinde ne ardır
Ölüm neden bu kadar korkutan bir afattır, haşyet-i farktır, lahzadır
Hasret sevgi selinde, muhabbet ikliminde, gönül dilinde anlamlaşan farktır
Şefkatsiz yürek neden paslanmaya yüz tutmuştur, pınar olmaktan çıkmıştır
Hakikat ruhunun cenahındadır
Kendi haliyle barışık olmayan, nefsin nizamına dikkat etmeyen zandır
Kabahatli olan bizzat bühtandır, mukallit olan candır, bir nazar-ı gamdır
Fırsatları değerlendiremeyen zavallıdır, aczi yet içinde saklanan fukaradır
İnsan, aklı ve irfanıyla âlidir
Nefesin
aşk nimeti de bu hakikatle bariz bir şekilde her vakit önümüzdedir
İradi olmak, zafiyetlerden kurtulmak meşkin farkı, aklın ve irfanın edebidir
Niyet zahir olmadıkça, kalpten geçenler umutlaşmadıkça
aşk niye fakirliktir
Kabahat işlemek ne demektir
Hak ve hukuku gasp ederek etrafı talan etmek, insanı esip geçmek midir
İnsanın sabrını zorlayan, acabalar içinde ruhunu bizar bırakan gerekçemidir
Neden eziyet etmek adına hak talep edilmektedir ve haklar çiğnenmektedir
İnsan düşünen ve fark eden zadedir
Ruhundan ve aidiyetinden habersiz kalan kimlerdir, ne kadar biçarelerdir
Her fırsatta kan akıtmayı, ortalığı karıştırmayı gaye edinen birer sefillerdir
Tefrikayı marifet sayan, istikrarı baltalayan, hak hukuk tanımayan kimlerdir
Mustafa CİLASUN