çürü ve öl
aşk eşiğine acı damıt
harap mahzeninde kendini tanrı san
denizin rahmine yağarken
güneş ek damarlarına
yan
suyu nemlendir
omzuna dokun ormanların
boz gözünle kurut renkleri
yosun kuzey
yosun bir
aşkın göğsünde patikası zehir
dudaklarını
aşkta gözün san
gör
bir sincap yuvasında doğur cenazeni
ölümle raksı kanlı bir kanaviçe
düşlemek sınırız bir ölüm şekli
kadın kini kınında kılıç
aşk kesik yüzü ile bizi doğuran
kan
bir ömür ver serinliğine
deniz kızını bozkıra at
gökkuşağından göbek bağını kes
deniz görmeyen yüreğe
göz sadakası farzdır
aşk imkansıza inanmaktır
inan
kör mezarında
umut koy yüzüne asmin çiçeğinin
topla gözünden dünyaları ölü ruhlar kabilesinin
çürümüş gölüne gümüş balık ol
soyun kerametine
yun
yıldızları soymak iyi değildir
bir kadını hatırlatır
memesi ağzındayken acının
göz kapaklarımdan bir sigara sar
ruhunu ertele
çürü
aşkın sakıncası üzerine çürüyen bulut
aşk tindir biraz da
ışıklarla beze
hiç sevişmediğinden göğermiş
asker miğferini
yak tanrıların mezarlarını
bütün sular toprağa aksa da göğeymiş
dön
K.Y.