Hadi, çek o aysız gece karası gözlerini gözlerimden!
Öyle hınzırca süzüp, alma bakışlarınla gücümü yüreğimden
Bak işte, yine başım dönüyor/ Eyvah!
Yine elim ayağıma dolanıyor
Kalbim, bedenimi yeni bir firar'a zorlamak ta
Yalnızca aklım direniyor
Kandırma beni artık yeter!
Git! Görünme gözüme b
aşka- b
aşka suretlerde
Çobanyıldızı da sensin, ay ışığı da sen, yakamoz da sen
Gece seslerini yüklenip koynuna/
Sensin giren hayallerime en kuytu saatlerde sen
Faili meçhul değil artık yüreklerdeki cinayetlerin
Neyi gizler ki farklı renklere bürünmelerin
Hep destursuzdur gelişlerin ve hep şaşırtır işgallerin
Oysa, sensin tozu dumana katarak çekip giden destursuz/yine sen
Bülbül avazında ki hüzün sensin seher vaktinde
Gül yaprağın da nazlı, nazlı salınan şebnemlerin hepsi sen
Ne Mecnunlar, Leylalar geçti gönül közünden
Huşu ile havalanan turnaların kanadın da ki
aşk da sensin/ hepsi sen
Kim bilir kaç bin yıllıksın sen /gizleyemezsin ki kendini gözlerimden
Tüm şarkılarda makam sensin, nağme sen, ritim sen
En
aşksız şiirler de her imge sensin aslında, her simge de sen
Aşık seni vurur sazın teline, teldeki şelpe sensin, şelpe de ki
aşk ta sen
Eşsiz bir manolya olursun kimi zaman koklayınca kararan,
Yüzlerce gelincik olursun bahar tarlalarında rengini
aşktan alan,
Asi bir kardelensin kimi zaman tüm saflığıyla karlar altından fırlayan
Yar koynunda burcu, burcu amber sen
Yar yoluna atılan gül goncası da sensin, bir gül için ölen de sen
Kısacık bir an bile savrulsa yüreğim eşsiz güzelliğinden
Dağıtır beni anılar, vurulurum binlerce kez, binlerce yerimden
Kanatlanır yüzlerce güvercin yüreğimin sevdakâr hücrelerinden
Farkı kalmaz devasa yüreğimin zavallı bir serçenin minicik yüreğinden
Düş yakamdan ey
aşk!
Yoruldum artık sana hep direnmekten
İstila edersin ruhum kimi zaman arsız bir çocuğun gözlerinden
Önlenemez korkular doluşur yüreğime engelleyemem
Bilirim ki sana ökselenmelerim hep o çocuk yüzünden/
En çok, bu çocuk yönümden
Oysa, güneş doğsa bile bir sevdanın üstünden bir gün
Hüzünlü bulutlar çökecek benim gönül haneme bilirim
Kamaşsa da kör olası gözlerim güneşle bulutun o eşsiz sevişmelerinden
Bir türlü kurtulamam şu kahrolası çelişkilerimden
İnadına, inadına geçmek isterim seninle gök kuşağının renklerinden
Sen yinede aldırma bakışlarımın baygınlığına inan ki gerçek değil
Meydendir benim sarhoşluğum/ bakışlarından değil
Kal bin yıl uzağımda kal ne olur/ vakit o vakit değil
Bilirsin ki savaşçıdır
aşk ve
aşk, asla korkaklara göre değil
İstersen sen, var oluşta ara şimdiki zamanda gördüğün beni
Bin yıllar önce belki bende şuursuzca geçtim gözlerinin içinden
Oysa şimdi, ben bile beni bulamayalı nice zamanlar geçti
Şimdilerde ne ben o benim ne de bir iz bulunur artık o eski izlerimden
Kaç borana tutuldum bilir misin sen?
Bilir misin kaç mevsim geçti üstümden
Kaç sevdaya nöbet tuttu gözlerim
Kaç gün ağarttım ben ağlamaklı?
Ne sevdalar eskittim!
Kaç cinayetim var sevda kaynaklı?
Kim bilir kaç istasyon da asılı resmim/
Ve kim bilir ne katarlar geçti üstümden
En sonunda hain bir pusuya düştü yürek /
Kalleşçe vuruldum binlerce yerimden
İşte o zaman düştü ismim kayıp
aşklar listesinden!
Hadi, çek şimdi o Ay'sız gece karası gözlerini gözlerimden!
Bir
aşk vakti, bir çift leyli göz kuytusunda katledildim/ öldüm ben
Yüreğime hapsettim sevda adına ne varsa payıma düşen
Ve yüreğimle birlikte tüm leyli gözleri ateşe verdim bir seher vakti
Savrulan küllerimdir belki şimdi sana göz süzen okyanuslar ötesinden
Onulmaz yaralarım benim/cezalarım müebbet
Dönemem, dönmemeliyim kendi yazdığım sürgünümden
Sende kara bir namluya sürüp kör kurşunlarını/
Girmeye çalışma kanımın son damlasına yeniden
Anka Kuşu olduğumuz kocaman bir yalan iki gözüm
Külliyen yalan bir kez daha dirileceğimiz kendi küllerimizden
Adın
Aşk işte biliyorum/tanıyorum seni o sevda karası gözlerinden
Sobeledim seni yine tenimin ürpermesinden, yüreğimin ritminden
Sen boş yere bekleme dirilir diye yüreklerde ki ölü sevda hücreleri
Duyduğun sesler bülbül nağmeleri değil
aşkın can çekişmeleri
Mesken tutmuş viraneleri çoktan yarasalar/hepsi çıkmış ininden
Baykuş sesleridir yükselen şimdi yitik sevdalar ülkesinden
Meral Adak