A Ş K/s ı z ı m
yokluğun vurduğu saatlerde
hüzün çanlarının sesi yayılıyor boşlukta
uykuları delip birden
yükseliyor ayyuka
düşüyorum şehrin ıslak kaldırımlarından
eriyorum gün be gün
mum alevinde ki
titrek ruhumdan
isimsiz şehir harabelerine döndü yüzüm
varlığın yetersiz değil aslında
yokluğun ağır gelmeye başladı
sol yanıma
tenimin yangınlarına yetersiz kalır
"su akar yatağını bulur" deyip
bağışladığın nehirler
AŞK' ın la inan
bir avuç kül oldum
yana yana ben
gün batarkan kanım çekiliyor damarlarıma
kapıları çarpıp gitmek istiyorum çaresizliğe bürünen dakikalarda
gelmek istiyorum yanına
ırakta olsa
kuytu yerlerde de dursa
hiç değilse
bir kerecik aklına
armağanının izlerini
taşıyorum gururla
günah zinciri gibi
asılı durur boynumda
ışıksız kaldım loş odalarda
dizlerim tutmuyor
duramıyorum ayakta
mahsurum kör kuyu
kara zindanlarda
güneşim eksildi sensiz
üşüyorum boyuna
nefessizim
sen yokken her yer dağınık
mülteci ruhum firarlarda
huzurum kalmadı
tutunamıyorum gecenin asi koynunda
savaş içindeyim benliğimle
adam akıllı
yalnızlığım geliyor gözüm önüne
geride bıraktığın
üç/on paralık aklımla
hayıflan şimdi
benim yerime
doldur
boşalan kadehleri
nasılsa
dergâhının kapısına
mühürledim yüreğimi
hadi durma sessiz
sefam olsun
çekilmezim
huysuzum
ve de....................
...........................şerefe be kadın de....