art arda sancılı bir bekleyişin bulmacası kıvranıp duran kasıklarımda
benimkisi terlemek değil
ölüm bakışırken köşe başında
istasyonlara giriyorum
sinemalara giriyorum
öykülere giriyorum
soluduğum resimler var burnumun dibinde
yüreğimin namlusunda
bu ne eşkıyalık
bu nasıl balçık
ki geçmiyor ellerimden yalnızlık
çoğaldık
çoğala çoğala boynumuzda ip kısalttık
bilinmeyen bir devirde ergenlik sivilcelerini patlatırken bir şehir
çelik çomak oynamak
apansız gidişleri gibiydi atların kırlara doğru
her ikindin bekledim seni
kana kana içeyim diye
beni beklediğin sıralarda
sesine karışsın sesim
içtiğin suların olsun özlemler
beni bir kitabın dipnotunda bırakıp da gittiğinden beri
yıldızları unutulmuş bir gökyüzü oldum
şimdi
biraz kül biraz duman
dudaklarımız kıldan ince
seni beklerim sen gibi söz düşürdüğümüz
ağarttığımız
aşklar sokağında