Kavrulmuş kahve gibi kokum sokak başında
Dertleri dizdim ipe ateşimde kuruyor
Ruhum yaşlı bir nine daha bu genç yaşında
Bilmem bu yaşlı ruhu hangi ateş sarıyor
Onca yağan yağmurda ıslanmışken gözlerim
Hala güneş bekliyor gün görmemiş sözlerim.
Her günüm b
aşka alem kıyamet başa döner
Vakitsiz öten bülbül gül dalında ölüyor
Bu gönül yaz gününde girdiği kalp de donar
Geceler uykuları hançer gibi bölüyor
Akan kana bakarsan yol yapmış kaderime
Dalsam boğulacağım gözümde kederime.
Nasıl da dayanıyor bir türlü ölünmüyor
Ümidim sırasını ruhumda çoktan savdı
Onca aşık sordu da çözümü bilinmiyor
Hiç kimse dayanmazdı yürek nasıl da kav dı
Aynalara dönük sırt kendi içinden kaçar
Sırrı çözülmüyor ki gönül o yüzden naçar.
Mavi dumanlı dağlar sırtını ömre dayar
Etekleri yosun, küf nehirleri kurumuş
İstemsiz bir tik gibi yıldızlar gönle kayar
Düştüğü yer elemli yarasalar bürümüş
Aşk sihirli bir kutu ne çıkarsa bahtına
Eğer şanslı kul isen kurulursun tahtına.
Şansız doğmuştum zaten
aşk'ın kalleşi çıktı
Dev bir heyula gibi geldi üstüme çöktü.
Ayvazım DENİZ