Baykuşun tepesine dikildiği köksüz ağaç
Dibinde öksüz kimliğini uçurup gitmiş sunak
Heyhat… Kalk da bak
Ne gözler kaldı, nede ruhunda mihrap
Kıvranıyor yanıyor ölüyor
Nedir bu dünyalık, dünyalık içinde harap.
Uğultulu tepelerin ardında benliğe tırmanışım
Aşk taze bir kan,
Nefsimin dergâhına varışım
Mesafeler uzadıkça,
Avuçlarımı göğe değdirip hak’a yakarışım
Yağmurdan su bekleyen sarnıcım ben.
Kanatlarımda bir kuş
Çığıltısında sen aranırken
Benim prangalarımı çözecek el
Umudun olmalı.
Umudu astım kolye gibi boynuma
Gidiyorum meçhule doğru
Kimse cevap veremiyor soruma
Soruldukça sorular
dikiliyor önüme
’’kendimden büyük, gökle yer arasında Kule,,