Nadasa bıraktığım yorgun sevdam
Bir cenaze kalkıyor içimden
Yüreğimin deriliklerinde ağlar sessizlik
Bilmem kaçıncı ölüm arzusu bu yaşamak varken
Damarlerım pıhtılaşmaya hazır
Gölerim çanağına kan
Vazgeçmelerim umuda soğuk
Aklım kalbime dağınık
Yeni toplamıştım oysa, yine karışık.
Bilirim, umursamadın hiç beni
Sevmedin sevemedin sevgili
Oysa sen dilimde değil
en yaşanılası yerimde'idin...
Konuşamadım
Gidersin korkum oldu
Sen verdiğin vaatleri unuttun
Ben susku giyindim dilime
Seven susar acıyı verir içine
Asırlardır suskunum anlamadın mı hala?
Ben kalbimin ayakları'ile yürüdüm yolumu
Aklımı giyindiğimden bu yana kayıp
Ellerime diken batıyor yüreğimden!
Gözlerin baharm'dı hiç yaşatmadın
Ellerin sıcağımdı hiç ısıtmadın
Sesin yaşamım'dı hiç konuşmadın
Adın adıma eşti hiç yan yana yazmadın.
Duydum senin'de kayıbın varmış
Bana sorma
Vicdanına sor bir'de varsa aklına...
Ben hala yitiğim kendime sevgili
Biraz eksik, biraz yenik
Ama sana inat ayakta dimdik
Bir'de yokluğun bıraksa şu yakamı.
Uyutamadım günahsız geceleri
Senli ama sensiz kurduğum hayalleri
Yine ölüm giydireceğinden beni
Aklımın yıkacağından yeni toplamışken beni
Nasıl dağıtırım yeniden sevgili
Ölüm nefesime bu kadar yakınken
Sahi kaç kez ölmeliyim getirmek için seni
Kaç tokat daha yemeliyim
aşktan
Ne olur sevgili çanağına kan doldurma gözlerimin...
Ahh bu sensizlik yine doğuruyor bizsizlik
Yine yeniden geliyor hayalin üstüme, üstüme
İsmin dilimde cismin nerede yar
Gelmedin üstünü örtmedin yalnızlığımın!
Daha ne bekliyorsun BEN
ONU MU
O artık gelmeyecek.
Eyy benim el koyulmuş hayallerim
Sen de şu garip beynimi yiyenlerdensin
Bak
aşk yalan sevda kara
Açma içine ilacı yar olan yara
Zaman avuçlarından kayıp giderken
KENDİNE DÖN (BEN)
UNUTMAYA BU KADAR YAKINKEN
Aşk bu tokatı hak etti bugün yeniden!....
Hafize Hanaylı. 20/ 4/ 2010. Tokat.