Dudağında kirlenen geceye inat
Ben karanlığı süpürdüm gözlerinden
Şimdi düş yağmurları şahit
Gülüşünde doğan sancılı güneşe
Eylül kuşları konar
Bakışında terleyen ateşe
Tuttuğum siyah beyaz renkler gibisin
Asi ve ölümsüz
Sarı bir gül devrimi saçların
Ben dağların kar beyaz zirvelerine esir
İçimde kımıldayan umut filizleri
Ellerini aramakla meşgul
Akşamın yorgunluğu seni beklemekten
Bulutlara çizdim resmini
Yalnızlığa gebeyken gökyüzü
Ey gülüşüne Mecnun düştüğüm yar
Benim ekmeğim
aşktır sevdalı aşımda
Hayalindir sarıldığım serap
Kitabıma dökülen güllerin kanı
Şiirimde üşüyen yıldız
Denizime dökülen ırmak
Ben yokluğunun zengini
Varlığının yetimi
Günler bu yüzden anlamsız kelime yığını
Geceler devrilen kum saatinin
Duran anını kaydeder şimdi
Bir martının çığlığına kulak ver
O söyleyecektir,
Yüreğinde acı çeken sevgiliyi
Düşün ki avucumda kalan iz
Bir gülün kanayan kalbidir
Yaşayan bir cesettir ruhumdaki hayalet
Beklenen sevgili elbet gelecektir
Sen yeter ki hayal et.
Geceye not düştüm
Ey bana şiiri öğreten sevgili
Dokunma kanı kurumamış yaralarıma
Boş yere inletme susan kalemi.
Gideceksen boşuna söyletme beni
Sevmek, sınırı olmayan bir eylem
Uzayan saatlerde bir düş nöbeti
Uzak kentlerde kaybolmuş bir hazine şimdi
Ben özgürlük ateşinde küle dönmeyi
aşk bilirim
Sevda sızlayan bir coğrafyanın,
Her çağda yankılanan sesidir çünkü.
Öyleyse susmasın dillerde
aşk türküsü.
14 Şubat 2009
Hüseyin Özbay
Yazarın Notu:[ kalin ]Sevgililer gününüz kutlu olsun. Nice ölümsüz sevgilere, karşılıksız kalmayan sevgilere.
[ /kalin ]