Söylesene sevgilim
Senmi sevmeyi bilmiyordun,
Yoksa ben düzeni bozacak kadar çokmu sevdim seni?
Aslında gözlerime bir bakabilsen
Bir sevebilsen, bir dinleyebilsen dudaklarımın sessizliğini
Anlatmak istediğim o kadar çok şey var ki...
Bu kadar yakınken tenim rüzgâra
Senin uzaklığın nelere eş değerdi sevgilim
Aynı şehirdeyken senle ben
Aynı havayı soluyorken,
Kullanıyorken aynı gökyüzünü
Senden sanki dünyanın bir ucundaymışım gibi uzaktım...
Hani sevecektin beni?
Sonsuza dek, bitsede yürüdüğümüz yolların kesimi,
Kurusada gözlerimiz, bir damla akıtacak gözyaşımız dahi kalmasada.
Yarına elverişli olmasa bile koşullarımız tükenmeyecektik...
Bağlıydım sana, bir pamuk ipliği gibi...
Hayat bir makas gibi kesip kanatırdı yüreğimi
Gözyaşlarımı akıtarak savaşırdım , paslaşırdı keskinliği...
Gözbebeklerimizin daralışı, bir bebek gibi gözlerime bakışın,
Savaşın ortasında masum ''anne'' diye ağlayan bir çocuk gibi...
Canıma can katan, her an ağlayacakmış gibi bakan gözlerin.
Eritirdi damarlarımı kutuplar gibi soğuk oluşun.
Gidişin, bakışın, sevişin, sarılışın, ellerimi tutuşun, varlığın,
Ellerimde parmak izlerin,
En son teftişine kadar sıkıca sarmalayışım sen tuttun diye ellerimi.
Sırf sarıldın diye bana bu candan vazgeçmeyişim,
Sırf senin için yaşayışım bu berbat, çekilmez hayatı.
Kırık bir sandalye gibi, ayrılmış toprak gibi, ayırt edilen renk gibi,
Beyaz gibi, gri gibi, lacivert gibi...
Seni arayışım bitmeyecek olan bir roman gibi...
Çevirdikçe sayfalarını tükenen, bitmesine ramak kalan,
Zorlu yaşam halleri gibi...
Gitme... Bu beş harfli sözcük, herşeyden daha çok engel olsun beni terketmene...
Eğer yaşamışsak birşeyleri,
En azından bir hatrı varsa
Aşk denen aramızdaki hatıranın,
Ben senden ayrı gayrı kalamam, etme...
Sen kokuyor her yer, solumak istiyorum kokunu...
En son zerresine kadar yüreğimin, seni katmak istiyorum hayatıma.
İzin verme herşeyin bitmesine,
Seni benden ayırmalarına...
Olmasın sevgilim.
Sensiz olacaksa olmasın...