Dünün esmer gecelerinde gölgemi arıyorum
Ruhumun uçuklu tepsisinde korkulu yarınlar
İçimde yanan ocaklarda üşümüş bir adam
Gölgeler karları çiğneyerek
aşka yürüyorlar
Yaşamak kendi kumundan sırça bir saraymış
Gövdemin sonsuzluğunu aydınlatır gözlerin
Meçhul
aşklar gizlenir derinliğimde asırlardır
Usulca sevda öper her gece şiir dudağımdan
Aylardır kanayan gövdemde küflü bir bıçak
Ölümün eflatun yüzünde fısıltılı bir yüzüm
Kefenim olsun
aşk yaşanmamış kayıplarıma
Güneşin yamalı kollarından gel uykularıma
Gidiyorum kıyılarından, sesin kalsın usumda
Haylaz bir rüzgârım şimdi, söz bitti yüreğimde
Unutuluşun döşeğindeyim, gül çürüdü toprakta
Bekleme beni düşlerin sabun köpüğü siperinde
Üşüyorum, yüzümün haylaz çadırında bahar
Yitik vedaların dehlizlerinde titrek bir sözüm
Yaprak dikene küsmüş, kasıklarımda imbat
Kalbimin sol döşünden de siliniyor hatıralar
Gülüşün buzdan bir saray, eridi düşlerle şimdi
Parçalanmış sabırların afişlerinde kanıyor umut
Mor dağlardı otağım, bedenimde özlemin rengi
Devrildim kendi içime,
aşk varılmamış menzildi
Selahattin YETGİN