güneşte kanıyorum
halden anlamaz havuz
ne el ne ayak
bir taşım sana geldim
kuytuna sığınan
yüzgeçsiz bir balığım
yansı tenimde pul pul
akan su bakırına karışsın kan kızılım
sen bulut kırıklarından yağmurlar giyen nehir
-ıtırlı, sırılsıklam
aşka giden yolcu-
akışı ıhlamur kokulu
nergis yaprağı, nilüferler akan şehir
çıkmaz sesim soluğum
-dudağım yoktur benim-
nehrin ıslak taşıyım
kaygan ve yosun tutmuş sırılsıklam bir taşım
sana bir kör değneği yüreğimle geldim
yurt toprağına can verenlerin başucundan
göz yaşıyla koptum bir ananın
işsiz bağrıyım paramparça
kaç kez kaynadım kazanında açlığın
kriz yıkıntılarında hançerem kaldı kırık
yıldızı uyutmuş yaban güllerinin altından
yıldızı tutmuş dokunuşlarımla geldim
sevimde suya tel tel dökülüp
savruk saçlarım gibi
rüzgarları belime sokup geldim
bir yaz günü derince bir nehrin içinde
dalgaya kafa tutan bir
aşk olmaya geldim
denizin kara küçük bir kayası kadar
inançlı geldim sana
diri bir ıslak taşımla kum olmaya geldim
oydum içimi ver sularını
yatağın olmaya geldim sana
aşkta
elma çiçeğine arının değişi
çayın kokusu
yıldızların sayıldığı gece var
birden sevinme şeker yalarcasına mutlu
salıncaktan tutam tutam bulut toplayıp
çocukça sevinme duygusundayım
derinliğinde altüst olmaya geldim
aşkında eşkiya olmaya geldim gözlerine
dağlara çevirmeye akışını nehrin
yağmurun süzülüşünü görmeye geldim
keder çizgilerinde kıvrılmaktır bin bir acıyla
yeli yeldirip dindiren nedendir bu
aşkkayada külüngün tutkusudur zamanı oyan
kavgama
aşk gücünü almaya geldim
Sait Açıkgöz