Şu karşıdan gelen dilber, beni yüreğimden vurdu,
Bu ne sevda bilmem böyle, beyinciğim sanki durdu,
Nokta, nokta adım atar, güzel beni çokta yordu,
Ben ardın dan baka kaldım, derin hülyalara daldım.
( Cemalettin Gürpınar)
Özlemini, kalbe işleyen biriyim ben ve bir şarkının nakaratı,
O kadar yorgun ki dizlerim açık et bana yolları olurum ben arap atı,
Süzülürüm ben kalbine yarin, işte ben o kaçtığı yağmurun parıltısı.
Bu sözleri okuyan herkeste çeksin benim için salavatı.
(Mustafa Şikak)
Yandı ciğer ey sevgili, meğer
aşk ateşi zormuş,
Gelmek ister yürek sana, bana yollar selam durmuş,
Bu ne sevda gönül sende,
aşkın bana düğüm örmüş,
Dizlerimin bağı koptu, oturdum kapında kaldım.
( Cemalettin Gürpınar)
Bana; gelme, istemiyorum dediğin zamanı çok iyi hatırlarım,
Alışamadım senin yokluğuna, o günden beri kendimle barışamadım,
Gelme bana, üstümde sadece benim olmayışının hakkı var.
Gelirsende gel yinede pişman olursun çünkü kapıyı suratına çarparım.
( Mustafa Şikak)
Bir kez sen halim sormadın, yoluma çıkıp durmadın,
Yandım eridim kül oldum, sen beni neden görmedin,
Yoluna koydum ben başı, sen kalpte sevgi örmedin,
Ne olur gel beni kovma, varsa hatam geri aldım.
( Cemalettin Gürpınar)
Bu hayatta 2 yol var tabi ikisininde sonu ölüm,
Gün gelir ben ölürüm, sen yaşarken nasıl gülersin ?
Gün gelir sende görürsün
aşkı yaşamayı,
Düşünsene bi, sen ölünce o da mı gülsün ?
(Mustafa Şikak)
İki yola koyulmuşum,
aşk yolunda bayılmışım,
Sevdim seni seninleyim, seninle bir sayılmışım,
Ölü gibi ben gezerdim, gördüm seni ayılmışım,
Akarak gözlerin yaşı, ben o yâre haber saldım.
( Cemalettin Gürpınar)
Bu mutluluk uzun değil sanırsın ki mevsim gibi,
Sen de bir mevsim gibisin bana karşı hem kış hemde yaz gibi,
Alışkınım kuraklığına, çatlar oldu bedenim.
Mustafa daim ağlar, derdi yakar, birde biraz siz kaybedin.
(Mustafa Şikak)
Güzel olsa yazım kışım, yoksa bahar ben niderim,
Ayrılığa dayanamam, senle bir olsa kaderim,
Ayrı düşerse yolumuz, budur bil benim kederim,
Canana dert yanmak için, Cemal gör kapını çaldı.
( Cemalettin Gürpınar)