AŞK YARASI
-Kayserili Seyrâni'nin
'Âşığın Gönlü' şiirine nazîre-
Yaylım ateşiyle topla, tüfekle
Âşığın kalesi yıkılmaz imiş.
'
Aşkın iğnesiyle, dikilen dikiş
Kıyâmete kadar sökülmez imiş.'
Önce kalbi yavaş yavaş ovuyor
Aşk güneşi, her gün gece doğuyor
Kim düşerse girdâbında boğuyor
Tek başına bu dert çekilmez imiş.
Âşıklar olamaz katı yürekli
Pınar gibi kaynar gözü sürekli
Ayrılık ateşi, çile gerekli
Gözyaşı boş yere dökülmez imiş.
Aşkı yaşa, yaşat dibâcesiyle
Meşk eyle üç harfli, tek hecesiyle
Bir nazarla çarpar endişesiyle
Göz göze gelince bakılmaz imiş.
Yârin huzuruna durduğu zaman
Ziyâsı yüzüne vurduğu zaman
Aşk ile râbıta kurduğu zaman
Âşığın bileği bükülmez imiş.
Netice vermeyen
aşk neye yarar
Soğuk demir dövmek her zaman zarar
Ya bir yere fırlar, ya da kol yorar
Demir çivi taşa çakılmaz imiş.
Âşığın azığı gözyaşı, çile
Onun kapısında olur mu hîle?
En ince, en kıvrak iplikler bile
Aşkın iğnesine takılmaz imiş.
Ona dayanamaz sahranın kumu
Pek bilmez âşıklar serap mı, su mu?
Her düşen bilir ki
aşkın tohumu
Kalpten b
aşka yere ekilmez imiş.
Akıl ermez âşıkların işine
Düşüverir bir Leylâ nın peşine
Fırınlar dayanmaz
aşk ateşine
Kalpten gayrı yerde yakılmaz imiş.
Neşter ile delik delik delseler
Hiç mümkün mü
aşka iğne bulsalar
Tüm tabipler bir araya gelseler
Âşığın yarası dikilmez imiş...
Hanifi KARA
(*) Bu şiir Kütahya Şiir Sevenler Derneği nin
düzenlemiş olduğu yarışmada 2. lik ödülü almıştır.