iştahımı kaçıran
aşk yalnızlığınla dem aldı
ellerinle pişirdiğin her kaba döküldü
çanak çömlek patladı gidişimle
ocak söndü ev kokmuyor sesinle
aşk yanıldı
aşk yandı
aşk yalandı sofranda
aşk az kalmıştı solunda
aşk yetmedi aç kaldık sonunda
zaman pişmedi hala, yokluğun da çiğ
tuttuğum cezvenin içinde köpüksüz bir kahve
yalnız içilen çayımın şekeri yok yüzünde
susuz kaldı verdiğin çiçekler düşlerimde
denenmemiş bir tarifin acemisi oldu
aşkyakıyorum sessizce bütün mumları
masamda sensiz hep göz yaşı tadıldı
kaldırılmamış ertelenmiş gelmeler peşimde
fırınımda köze dönmüş gitmeler kaldı
suyu fazla gelmiş tereyağlı pilavın
pişmekten canı tekrar çıkmış balığın
suda fazlaca kalmış marulun
geç kalınmış davetin sorumlusu
geç kaldığım
aşkın mağduru
yaz bu tarifi yeniden tad diyor
zamanın göz yaşları mavi bir nehirde sel oluyor son oluyor...
ellerinden tadmak bütün yalnızlığı, göğsüme serilmiş anıların kurumuş şehrin de sensiz soluyorum, sensiz uyuyorum, sensizlik kaçırıyor sevincimi bir kez daha görsem bin kez daha ölsem özlüyorum seni desem de kaçıyorum....