Kanatlarımın mavisinde gülümser yeryüzü
Bir çiçek titreyişi nasırlı avuçlarımda
Bahar yitik polenlerin özleminde nicedir
Dingin bir ömrün haylaz ufkunda akşam
Ateşli bir gece gülümsüyor heyhat
Aşk yoksul giysilerini soyunuyor yatakta.
Kemirgen mahşerler biriktirmiş yar bedenimde
Kesiklerim acıyor damarlarımda hoyrat karayel
Acıyor sol göğsüm bilesin ki nicedir
Sürgit bir sancının toprağını eşeliyor ellerim
Çağlayanlar altında tıknaz ve güdüğüm
Uzak kentlerin yamaçlarında üşümekteyim.
Ölüler yıkıyorlar göğsümün musallasında
Hayat iki boyutlu filmin makaslı sahnesi
Unutulmuş yolculukların penceresinde
Aşkın boyutlarını geçiyoruz umarsız
Limanda isimsiz bir gemi şimdi
Dalgayla öpüşüyor yalansız.
Yorgun güneşin titrek ışınları yitiyor ufukta
Acıya tuz serpiliyor
aşkın fakir sofrasında
Sular ölgün çiçekleri taşıyor çok uzaklara
Sancıyor ayrılık baki selam sevdalarla
Haylaz bir sancı mahşerin dudağında
Haykırıyor yüreğim zalim tuzaklarda.
Hadi serp yüreğimin küflü sırlarını dağlara
Bırak taşı bile çatlatan acılarımı deli sulara
Eşkıyalar yerleşsin gönlümün zindanlarına
Bırak avucundaki kahpe zamanı sonsuzluğa
Dağıt acılarımın seyir biletlerini çocuklara
Herkes kendi türküsünü söylesin buralarda
Gözümdeki
aşk yaşları kuruyor bak zamanla
Ruhum kutuplara çekilmeden çık gel buralara.
Selahattin Yetgin