Denizler çay kaşığını doldurmaz, bir damladır, geçilir
Dağlar
aşka açılan kapıların önünde eşiktir, yol verir, aşılır
Yârin gözlerinden yârin çenesine sızan bir damla yaştır Yeşilırmak
İris merhem olur yaralı yüreklere,
Onun fıtratında yoktur
aşkın karşısında durmak!
Düşecekse hain gecenin peçesi
Karanlığın en tekinsiz saatinde düşer
Dolunay milyon tane yıldızla boğuşur
Ansızın ışığını kapkara bulutlar keser
Odada göz perdeyi görmüyordur
Ve asla tahmin etmediğin bir yerden ayaklanır düşünceler
Yerinden kıpırdayamazsın düştüğün yerde..
sürüncemeler
Kimileri ölmek için yaşar
Doğudan kuvvetli rüzgarlar gönderir önce
Denize limanlar karışır insanlarıyla birlikte
Sonra ateşler içinde
aşka bilenince
Bindiği sandal okyanuslar aşacak
Dalgalar kılını bile kıpırdatamayacaktır
Ağına hep incili istiridyeler takılacak
Denizin kalbi kırılacaktır
O ufukların peşine düşüp ötesini arayacak
Aşık ya bu, yaralandıkça ileri atılacaktır
Ne bedbaht düşer bildiği yolda yürürken savaşmaktan
Ne ölmekten korkar ne kırılmaktan
Ne yapsa bir paye kâr etmese bile deva diye derdine
Dertler küçüktür hep benliğini saran yangından
Ki ne cehennemden korkar seven ne acıyla pişmekten
Hüsransa da sonu cennettir geçmek yolundan
Denizler çay kaşığını doldurmaz, bir damladır, geçilir
Dağlar
aşka açılan kapıların önünde eşiktir, yol verir, aşılır
Yârin gözlerinden yârin çenesine sızan bir damla yaştır Yeşilırmak
İris merhem olur yaralı yüreklere,
Onun fıtratında yoktur
aşkın karşısında durmak!