mayıs tırtılı kadar uzun
vızıldayan sinekler kadar dişil
hayalet
aşkların hafifliğinde zaman
rüzgârın önünde uçuşan artistik kalpler
mangalda kül, dilde söz bırakmayan
ah! bağrı yanık, g/özü çirkin aşıklar...
siyah güller
ağlak bülbüller
toprakta çim, dalda yemiş bırakmadınız
haydi ama koşturun yolunmuş
aşklar kervanına
kim tutar
kim yutar sizi...
nasılsa güneşin içinden geçiyor
cübbesi karanlık şeytan
ortalık toz duman, akıllar bulanık
haydi ama boş duvarlara, boş afişlere çivileyin
süslü yalanlarla bezediğiniz cilalı kalplerinizi...
ve
bir köşeye sinip
en fiyakalasından döşeyin örümcek ağlarınızı
her gün körpe kuzu tazeliğinde
oh!... ne âlâ ne âlâ
yeni yeni kurbanlar...
kelebek arı, çiçek böcek
canı çekilmiş bedenlerinize taze kan
oh!... ne âlâ ne âlâ
kana kana için...
şehveti soluyan nefeslerinizde
başı dönmüş açlığınızda, tilki kurnazlığı
kaybettiğiniz adamlığınızda
çürük ayva kokusu...
haydi!
rastgele...
kim tutar
kim yutar zokanızı...
........
gölge kadar hükmü yok satılmış ruhların
çiçek bozuğu kalplerinde kara ölüm
asılsız tenlerinde histeri nöbetleri
ağdalı tükmüklerinde baldıran zehri
ah!
aşka kefen giydirdiler
artık hiçbir baharda dirilmez
Şiirime güzel sesiyle ve muhteşem yorumuyla can katan Sevgili Arkadaşım BENSENO'ya ve güzel yüreğine sonsuz teşekkürler ederim..Her daim Sevgilerimle..Saygılar........
ayşe uçar
12 /04/2012