/
aşkın rengi /
1
ilkokul
aşkım sarıydı
lüle lüle kıvır kıvır sımsıcak
karşılaşınca yolumu değiştirirdim
kızarır kaçardım köşe bucak
bazen sınıfta göz göze gelirdik
öyle tatlı gülerdi ki erirdim
2
kırmızı derim de hep
aşkın rengine
ikinci
aşkım inadına yeşildi
kalbim onu bakışından bildi
uzun kirpikli
iki kocaman yumuşak ışık
ki tüm lise defterlerimin sayfalarında bakışık
çakmak çakmak içimi yakıp geçerdi çabucak
tazı gibi titreyerek beklediğim otobüs duraklarında aşık
ne o indi otobüsten ne ben bindim
birbirimizi uzaktan sevdik
hayat otobüsten çok hızlıymış ne bilirdik
kırk beş yıl geçti
öyle gözlere rastlamadım bir daha
kutupda ateş gibiydiler
çölde vaha
3
b
aşka renkler de geçti içimden
maviler kızıllar karalar
fakat hepsi de hafif yaralar
ne yakıp kavurur içimi
ne kalbimi paralar
okulda mahallede arkadaşlığı hafifçe aşmalar
bazen küçük flörtüz sataşmalar
bazen yasak sınırlarda dolaşmalar
deniz mevsiminde ıslak tuzlu yaklaşmalar
romantik geceler
kumsalda sıcak buluşmalar
nispetler cakalar sataşmalar
hızlı başlangıçlar çabuk uzaklaşmalar
velhasıl vazgeçtim renkten
gri tonları bile değildi bunlar
gerçeğin ışığında yıkanan bir gönül
yarı gölgelerden ne anlar?
4
ve bir gün kamaştı gözlerim
o ilk göz göze gelişi o ilk bakışı
o bir anda kavurup yakışı
nasıl da özlerim
derler ki hiçbir
aşk ilki gibi olamaz
doğrudur
çünkü bir kalp iki defa böyle yanıp kavrulamaz
öyle delip geçer ki eros’un oku
korunulmaz
onulmaz
ne sökülüp atılabilir girdiği yerden
ne de yerine bir b
aşkası konulmaz
bu yüzden tariflenemez
aşkresimlenemez
sözlenemez
şimşek hızıyla ulaşır gözden kalbe
izlenemez
ve asla gizlenemez
bir kez aşık olunabilir bence
kimse kimseninkini bilemez
benim
aşkım beyazdı
o pırıltı şavkıdığında beynimde
sanırım altmışlı yıllarda bir yazdı
güzeller güzeli bir kızdı ince ve zeki
adını ruhuma yazdı
güldüğünde aydınlanırdı içim
ve sesini duyduğumda ille ki
ruhuma yayılan heyecan tarifsiz bir hazdı
sevgisi ömür boyu unutulmaz onur
bütün renklerin toplamıydı o nur
(17 mayıs ’07)