gitme
cehennem olur
yalnızlığım
ey
aşka tapanlar
şiirle yakın yüreklerinizi
yağmuru yoluyorum gökyüzünden
saçların ıslakta kalıyor
gündüzler
denizlere küskün kelebek gibi uçuyor
kuytularda
kayıp güz kokan
bir şarkıydı ellerin
herkesin kapısını bir kez çalar ölüm
aşk da
ölümün bir çeşidi
çatlak bir yürekten aldığım kan gibi
sen çıplaklığını sakladığın saatlerde
ben hep çıplakta kaldım
sen
kendi örtüsünden utanan
bir rahibe gibi
sıcaktın
bir rum kızının yüzüne ödünç vermiştin
gülümseyişlerini
o uzak gülmelerin hâlâ
gamzelerinde gizlidir
yaralıdır
ama bendedir
benim sende olduğum kadar
yaralı
yaralı bir sevda olur mu
sol elimi hep maşa gibi kullandılar
acıya kiraladılar dilimi
yalınayak indiğim kuyulardan
senin kanatlarınla havalandım
ben sana sevdalandım
ben sana sevdalandım
açlığımı büyüten
en güzel şeytanımsın sen
şeytanım
yenilgiyi sevişerek öğreten
yazdıkça
yazılıyoruz
yalnızlığa
ey
aşka tapanlar
düşün ardıma
güzel bir (düş)ün ardına
sevişirken kim üşür yalnızlıktan
sen
açlığımı doyuran tok şeytan
aşkın söylenecek sözü kalmadı
oysa dilini ısırmasa hayat
çok şey konuşacaktı
konuşacaktım
dünü bir limanda unutup
ayrılırken yalnızlığımdan utanacaktım
ey
aşka tapanlar
şiirle yaratın güzelliklerinizi
şiire tapın / şiire tapın
İsa İnan