Tutunduğum ey güzel rüyam
senin tozunla korkusuzca yumdum ben
aşka
yeminliyim
Öyle bir şey olsun ki
turkuaz yağmurlarda ıslanayım, ünlemlerim titresin
düşsün sayfalardan
nokta koyayım acılarıma
önce taş kesilsin sonra ufalsın, kuma dönsün zaman
beyaz gelinlerini açsın bahar, sularda yansın hazan
Kimseler yok
ellerimlerimle ısıtıyorum kalbimi
uzaklar çağırıyor
gidersem
ne susmak kalır geriye ne şarkılar
yoklarlarda boğulurlar
serçeler konar parmak uçlrıma, gümüş kanatlarına asarım şiirlerimi
ait oldukları yere uçarlar
belki kuyulara
Vurgunlarımı sayar yusuf
sancılanır taşlar
merdivenler ezilir, topuklarımı vura vura kaçarım
Ne çok virgül attım ben hayata koybolmamak için
iyi miyim sanki
hiç değil
Sus çölündeyim
kumları tepeliyorum
serinliyor gibi içim
kristallaerim dökülüyor avuçlarıma
ağlamak bu
Güller küs
ne yapsam olmuyor
bir tek dikenleri büyüyor
kanıyor ellerim
hakikat bu
Ben
aşkı uçurumlarda aradım
zırhımı giyinsem de savunmasızım
düşüyorum keskin çukurlara, canım yanıyor
ıssız şehrlerin gözlerine sığınıyorum
varım yoğum bitiyor
Yeşil düşler soluyor
umutlarım ilk kez göç veriyor
çaresizliğimi yudumluyorum
kupkuru kalıyor boğazım
konaşmak ne demektir şimdi
kaybolmak mı
Salkım salkım düşüyor yıldızlar
saçlarıma nakış işliyorum
yollara dantelası seriliyor ömrümün
yürüyorum ama bir başıma
kimseler yanımdan geçemiyor
yalnızlık bu
İşte ey güzel rüyam
mutluluk bir tek senin içinde
sen kapılar açıyorsun kovulmuş çığlığıma
senin gökyüzünde doğuyorum yeniden
ne zaman üzseler beni, sana uyuyorum
o insanlardan medet ummuyorum
sessizim diye hiç olmadığım kadar
gülmüyorum diye
yoruluyorum
Onlar
bomboş bilirler kalbimi ve buz gibi
oysa ben dualarımla ısınıyorum
sırrım bu
~ikra
kelimelerin en güzelini okuyorum
"Allahım
beni sev, sevdir, sevindir
vazgeçsem de
aşksız koma beni
lutfet iyileşsin yüreğim
ümitsizliğe akmasın hiçbir şeyim
şevkatinle sarmala beni
Rahman ve Rahim olan sensin!"
Sevincin binlercesini tadıyorum
pır pır ediyor yüreğim
elim yüzüm ışıyor
aşka yürüyorum
mart ikibinonbeş