Günahsız bir sabiden
aşkı çaldım hünkârım
Boynum kıldan incedir, neye yarar inkârım
Pişmanlık, yüreğime kurşun gibi düşüyor
Düşüm ayazda çıplak, yaprak gibi üşüyor
Gündüzün nur yüzüne dönüp bakamıyorum
Gecenin karşısına bir kez çıkamıyorum
Dilim lâl, gözüm âmâ, kulağım sükut, sağır
Başım gövdem üstünde vebalim kadar ağır
Ettiğim eziyetten inan utanıyorum
Vicdanımın sesini bir tek ben tanıyorum
Ben ki solan gülleri, incitmeden severdim
O asil kardelene nasıl da hüzün verdim
Oysaki çok sevmişti, oysa ruhuma eşti
Babam kadar gökyüzü, annem kadar güneşti.
Deniz gibi, dağ gibi, toprak gibi kokardı
Gözlerimin içine yıldız yıldız bakardı
Kelebek kadar narin, serçe kadar ürkekti
Biraz kaşımı çatsam, sanki can verecekti
Şimdi hangi yanıma sarılıp ağlayayım
Hangi kırık dalıma umutlar bağlayayım
Mevsimler dargın artık semtime uğramazlar
Yalvarsam da nafile fayda etmez niyazlar
Her cezaya razıyım çağır, divan kurulsun,
Bu sevdanın hesabı teker teker sorulsun
İstersen zindanlarda asırlar boyu sakla
İstersen sök kalbimi beni bu dertten akla
Günahsız bir sabiden
aşkı çaldım hünkârım
Boynum kıldan incedir neye yarar inkârım.
S.U.
17.01.2011
Şiirimi güne asan seçiçi kurul üyelerine ve okuyup yorumlayan tüm şiir gönüllülerine
teşekkürler. Sevgiler.
Şiirime sesi ile hayat veren sevgili Alper Baran Esin'e teşekkürler.