Bilinmez bir günden
Onulmaz bir yaraya…
Asude bir zamandan cikagelen
Mistik kokulu bir kadin
Elleri kalem tutan
Elleri ömrüm
Gözleri kader cizen
Gözlerine öldüm…
Renkleri eskiten zaman
Ustaligini konusturdu bize de
Solarken eskidik, eskirken solduk.
Ölüme giden yolda dertlerle yoldas olduk
Hangi his söze döker beni simdi
Su yasanasi kötürüm cagda,
Hangi soytari güldürür bizi bilmem…
bildigim,
ya senden
ya benden
birseyler var hüzün veren…
O kadar haindir ki
Anlatamayışları bıçaklarken zaman,
Iste tam da o zaman,
Yazamadigim bir hikayenin agirligini
yasayamadigim baharlarinda askin
tasiyamadigim bir yükten okuyorum
Yani yürekten söylüyorum
Dün gibi demincecik
Yarin degil demincecik
Ruhumun özünde kalan kirintilari
Rüzgar gibi sert ve tiz
Zeminsiz bir gökyüzüne yükledim
Artik azadedir
biliyorsun,
ya senden
ya benden
birseyler var düsündüren…
bir senfoni simdi kulagimda
bir tiz fisilti
dinmeyen bir ciglik
yüregimin yarin özlemi
dünde yasarken ben hala
bilmeliyiz,
ya senden
ya benden
birseyler var
yitip giden…
avuclarimin arasina aldim simdi basimi
zamanin yorgunluklarina gömdüm
avuclarimin arasinda
pismanliklarimin gözyaslari
yüzümü boylu boyunca cizen
gözyaslarinin tuzlu cografyasinda
zamandan koptum
aşkı ihanet geçe…
tüm saatlerim durdu o an
ve ben artik bilmiyorum
saat kacti?