"usta duyuyor musun
bulutlar ney-i üflüyor
yıldızlar semahta
durma aç gönül kapını
geri çevirmek olmaz
rüzgar eşiğimize
aşkı getirmiş"
toprağında filizlenen
Kerbela goncası
bardakla su verme
cehaletin kavurduğu çiçek
gözyaşıyla beslenir
ağla usta
kuruyan dallarından
öp ki usulca
alnına değsin
Hüseyin'in dudakları
aşkı yaşa
düşünsene usta
Sitare den armağan değil miydi
Yunus'a dervişlik hırkası
gene
aşk değil miydi
yedi kapının arkası
Nesimi misali
ben zahirimi attım sırtıma
bu bir davet usta
gir batınıma usulca
aşkı yaşa
aşk kaybetmektir usta
kaybettiğini iki cihanda bulmak
turnaları pusula bilip
her dergahtan onu sormak
yağan yağmurda
ağladığını hissetmek
doğan güneşe
onunla beraber gülümsemek
arşınlamak yolları
ayak izinde onu aramak
ve aradığın sevgiliyi
gözlerinde görmek
haydi usta dön yüzünü aynaya
aşkı yaşa
aşk usta
aşkvar olma sebebimiz
yarin hilal kaşından
başlar hakka vecdimiz
o dünyaya, bu dünyaya
selam gönül meşkimiz
dalalım usta sohbete
muhabbet soframıza
erenler bağdaş kursun
tattığın her kelam da
aşkı yaşa
sonsuzluğa sevdalan usta
zindan ol
yüreğine kilitle kulları
kazanmak için
gidenlerin rızasını
gökte sancak
yerde vatan ol,
Yusuf yüzlü şehidin
gözüyle bak bayrağa
bir ananın feryadıyla
gir toprağa
şehadet tadında
aşkı yaşa
martı kanatlarıyla
geliyor usta
yitirdiğini sandıkların
Karakoç almış eline kalemini
insancıl duygularla besliyor
milliyet kavramını
kuru soğana muhtaç kalmış yiğitlere
aş taşıyor aşık Mahzuni
sevdası yağmur olmuş
gönül dağlarına yağıyor Neşet usta
vuslata hasret yüreklere
uzun ince bir yol yapmış Veysel baba
adım adım yürü usta
mutluluğa beze yurdunu
en ulvi mısralara dayayarak sırtını
şahlan Pir sultan misali
sonlandır
halkının kader bildiği kederi
aşkı yaşa
Sevgili Şule ŞAHİN hanıma güzel yorumu için sonsuz teşekkürler....