Bula bula bizim direği buldun.
Ne inatçı kuşsun be pişkin leylek.
Örnek yaratılmış harika kuldun.
Ne anlamaz kuşsun be düşkün leylek.
Serçeler birikti yanı başına.
Havadan pisledin yolun taşına.
Kuşları doyurdun kiraz aşına.
Ne babacan kuşsun be t
aşkın leylek.
Beş defa yuvanı yıktım, kızmadın.
Tekrar tekrar yaptın bir kez bozmadın.
Neden kızdığıma bakıp çözmedin.
Ne beyinsiz kuşsun be ş
aşkın leylek.
Her sene bir evlat yuvadan attın.
On beş Ağustos’ta yaban yol tuttun.
On beş Mart’ta gelip kurbağa yuttun.
Bir gurbetçi kuşsun be göçkün leylek.
Engelleri kurdum, bakmadın bile.
Benim gibi ömrün geçmiş hep çile.
Laklak ettiğinde hayranım dile.
Ne fedakâr kuşsun bıçkın leylek.
İnadımız nere kadar sürecek?
Sonuçta hangimiz pesi görecek?
Kavgamızda serçe nesil verecek.
Eh, de anlaşalım uçkun leylek.
Bu yılda yıkılır yaptığın yuvan.
Mahşerde olmasın benimle davan.
Dursunî’yi besler kuruyla yavan.
Seni üzmek olmaz be
aşkım leylek.
– 24/05/2008