bir gülün kırmızısının harında tutuştum sana
bir elamanın iki yarısının tam ortasındaki ızdırabım
bir masanın üstündeki toz misali savruluyorum
sana/basranın goncası
közlenen alevin üstündeki demlenen cay misali
gittikce dahada dem alıyorum sana
rüzgar olup degsende köze herdefasında ben sana har oluyorum
senin her nefesinde
sana/tacmahalin tacı
bülbülün dilinde söz bitti
gece bekçisinin düdügü sustu
evlerin ışıkları söndü
son otobüs biraz önce gitti
bir sen gitmedin
sana/yıldız bahcesinin şimali
bir köykahvesinin önündeki dut agacının gölgesi
yaşlı cobanın yüzündeki cizgi
okunan ezanın son la'sı
bitmeyen kelimelerin son noktası
sana/hasretimin namesi
ucu yırtılmış tüm mektuplar
padişahın fermanındaki son sözler
yırtık elbisemdeki tüm yamalar
zemheri soguktaki üşüyen eller
bir kagnının üzerindeki tüm yükler
sana/gecemin ecesi
cıkılmaz yokuşlar düz oldu
ucu donan musluklar şelale
bağ bozumu üzümler kırmızı şaraba
gül kokuları gazele
tarlanın kokusu çiğdeme güz oldu
sana/kozamın kelebeği
şimdi tüm sözler yalan oldu
sevda gurbete gurbet oldu
bitmeyen sorular yumaga
en son dinlediğim türkü hicrana
son kokladıgım sac toprak oldu ,hazana
sana/
aşkımın maşugu sana
selçuk bozdağ/nisan 22/2009