Bir yudum sevgiydi
aşkımız
Doya doya içen sen oldun
Susuz kalan ben oldum
Kitaplara sığmayan bir hikâyeydi
aşkımız
Yazan sen oldun
Okuyan ben oldum
Bir ateşti
aşkımız
Yanan ben oldum
Savrulan sen oldun
Bir tomurcuktu
aşkımız
Açan ben oldum
Deren sen oldun
Denizler kadar büyüktü
aşkımız
Dalgalar ben oldum
Kıyıya vuran sen oldun
Bir kuş kadar özgürdü
aşkımız
Uçan sen oldun
Kanadı kırılan ben oldum
Dağlar gibi geçit vermezdi
aşkımız
Geçen sen oldun
Yolda kalan ben oldum
Bir rüyaydı
aşkımız
Gören sen oldun
Uyanamayan ben oldum
Ünal TÜRKOĞLU
Yazarın Notu:Aşka kurşun sıkılmıştı en sonunda,yaralıydı belki kurtulacak,yaşayacaktı.
Gerçekten yaşayacak mıydı? Gönül köprüsü yıkılmıştı bir kez artık yaşansa ne fayda.
Aşkın yörüngesi çoktan kaymıştı, yaşanılanlar bile yaşanılmamışcasına kayıp gidivermişti.Hayat ne garipti böyle.Bir sabah uyanıveriyorsun bir b
aşka hayata adım atıyorsun.Sevgiler, mutluluklar seni terk etmiş acılar,ızdıraplar,üzüntüler yanıbaşında sanki hep sendeymişcesine içine doluvermiş.Mutluluklar,sevinçler rüzgarın kucağında senden çok uzaklara yeni limanlara sığınmak için çoktan yollara düşmüştür bile. Bir başınasındır.O hiç gelmemişcesine, onunla hiç yaşamamışcasına o artık ardına bile bakmadan senden çok uzaklara gitmiştir.
Gitmiştir gitmesine de acaba yüreğinde senden birşeylerde götürmüş müdür? Bir gün yine gittiği gibi döner miydi?
Sorular cevapsızdı.
Herşey, tek gerçek olan, tek hecede saklıydı "
AŞK".