Bir bataklıkta boğuluyor ruhum
her geçen gün milim milim gömülüyor
ellerimi uzatmaya halim kalmamış
uzatsam da tutacak tek el olmadığını bilirim
yalnızlık öyle bir işlemiş ki iliklerime
bir masal olmuş gecelerde anlatılan
satır satır hece hece yazılan bir şiir
ilmek ilmek renk renk dokunan bir kilim
gönül evinde hiç yer verilmeyen bir can
bulut bulut üzerimize yağan
aslında hiç varolmayıp varlığına inandığımız
aşkşimdi fikirler keşmekeşinde boğuluyorum
ben adım adım yaklaşıyorken
sen koşarak kaçıyorsun doğrulardan
tükenme noktasında buluşuyor ruhlarımız
gözlerden akarken yaşlar dillerimiz lala
radyoda bir name kulakları dolduran
söz vermiştin bana diyor ses
yüreğime saplanıyor ince bir sizi
kulağıma değen her kelimede
anımsıyorum tutmadığın tüm sözleri
karanlık yağarken üzerime gün doğumunda
gönül kapımda titriyorsun yavru kedi gibi
anlamak istemesen de kapandı bu kapı ebediyen
açamayacak sahte gülüşler yalan sözler
boşuna bekleme asma kilit senin armağanın
ağlama bir zamanlar ömrüm dediğim
düşünmeden hayatımı adadığım adam
sendin düşünmeden sonsuz güvenimi
kendi dilinle sabah ayazında idam eden
bense senli geçmişimi toprakla örttüm kefenlemeden ….
N.C.U Eskişehir 15 Kasım 2012