Sökün edip bulutlar, şimşek çakıp, gök şaklar ,
Devrilince başaklar, ayağa kalkar
aşklar !...
Artık devran demidir, değirmende taş döner ,
Kaybolur altı cihet, ayak döner, baş döner...
Yedi kat zannettiğin, göğün aslı yalnız bir ,
Dokun da bir, gör işte, sevilenler yücelir...
Ne anlasın bu dilden, bu gönül fukarası,
Bir hu'dan ibarettir, arzla arşın arası...
Ayakta duramazken, merdivensiz, dayaksız ,
Ne kervanlar geçiyor, hemde, elsiz, ayaksız...
Badeyi içmeye gör, gerekmez, saki, sucu ;
Tutun işte ey gönlüm, sarkıyor ipin ucu...
Ömrün geçip gidiyor, tırmanırken surlara !
Uzatsan çiçek gibi, dilini yağmurlara...
Su kaç hale giriyor, değişince iklimler ,
Burda koyun koyuna, ölülerle diriler...
Bir çırpıda silerler, bir ömürlük yasını ;
Ağzın açılı kalır, ansan
aşkın "A" sını ...
Sevgi saran birşeydir, sevdaysa yürek yaran ,
Ha kıyametin kopmuş, ha düşmüş gönle kıran !...
Gültarlası kalbimde, yangın çıkıyor yine !
Bembeyaz giydir beni, alıp götür düğüne...
Dilimi bağla benim, ne harf kalsın, ne kelam,
Savur göğe külümü, eriyelim vesselam...
Sormasın kimse artık; "Ağam, söyle ne haldır ?"
Topla bütün mülkümü,
aşkı ayağa kaldır !...