çiçeksiz yaşamak yakışmaz yorgun sulara
al şu nevrayı göğsüne tak!
bana bırak aklayarak sakladığım kara günleri
sırlarımı sırlayarak yaşıyorum uzakların uzağında
geçen yıllar sütannemdir benim
ağlayınca saldırıyorum memelerine
dünü emerek besleniyorum kucağında;
pembe düş yastığı sana
ayaz yatağı bana yakışır!
açılmayan pencerelerin camlarındayım artık,
puslu bir ayna yapıyorum her gece
birer birer çağırıyorum binlerce seni!
ne
aşksız kalasın
ne de susuz
uykularımı bitiren gözlerini uykuların yesin yeter!
öyle bir yerdeyim ki şimdi
el de uzanamaz
dil de...
yalnızlarla yalnızlığı yaşıyoruz
önce bize doğuyor şafak
ve asla solmuyor buz çiçekleri
yücelerde yaşıyor
geceleri açıyor
aşkın azizleri!
ö.n