Ateş düşünce kalbe hummalı bir gecede
Nâra eyvallah denir yâre selam edilir
Ezel ile ebedi bulunca bir ecede
Aşkın harlı dağına yalın ayak gidilir
Kıyısında durursun taptaze bir bahçenin
Gülüne dokunmaya kıyamaz ki ellerin
Kuş dilinden azade bilmediğin lehçenin
Bestesine karışır şakımayan dillerin
Mihrabına serilen yar benzinde bir beyaz
Pervaneye özenip ruha eder iltica
Bir anda hârelenir gönle yağan o ayaz
Nakıs bir bekleyişken dudağındaki rica
Durdukça bu uğurda olursun bir ihtiyar
Saçında ağartır da kör talihi aklarsın
Yârdan gelen ses ile olursun da bahtiyar
Kirpiğinden kopsa da gözyaşını saklarsın
Gökte güneşle aya
aşkı sorarsın her dem
Dallarına takılır ak kanatlı adağın
Okyanuslar taşıran derdi sararsın madem
Tebessümle donansın keder kokan sadağın
Kaf dağının ardında inledikçe eyvahın
Savurur külün yere rüzgarlar efil efil
Kanatlanır muradın gamzesiyle bir şahın
Kem gözlüler mıhlanır arzdan arşa sersefil