Aşkla kanatlanan ruh, hayâl ötesi sürgün;
Cennet ve Cemâl'inle güler mi yüzler birgün?
Yalnızlık ve sessizlik, bir oda; sırlı ve dar,
Düşünceler çileli, girift, bir dünya kadar.
Elbet çile olacak, çilesiz insan olmaz,
Mâverâdan habersiz, amel defteri dolmaz.
Ruh, kuş misali nasıl uçamazsa kanatsız,
Cenneti kazanmaksa zor; fikirsiz, sanatsız.
Bu çağrı masivaya, ötelerden gelen ses;
-O hayat ki geçici, aldatıcı bir heves-
Zaman çile hapsinde, gece uzun ve ayaz,
Ümitler ümitsiz mi, gülümsetmez mi biraz?
Gözlerde hüzün ve yaş, hummalı bir karanlık,
Kim bilir ötelere kaldı müjdeler artık.
Bir yanda 'Allah Allah' diyen o muazzez ruh,
Diğer yanda küfürle hemhâl o sefih güruh.
-Ferhat Şirin'de, Mecnun Leyla'da- neyi arar?
Hadsiz inanana, bir, Allah ve Rasul'ü yâr!
Rüzgarlarla süslenen güzellik var adında;
O'na dair yazılan şiirler
aşk tadında.
Asırlar öncesinde ulu bir destan vardı,
Gönülleri fetheden islam ne büyük yârdı.
Durmak yok! İstikbale yöneliş günü bu gün!
Aşkın b
aşkentinde pek yakındır ulvi düğün.
Batının çöplüğünü baş tacı yaparken dün,
Bu gün, Büyük Doğu'yla şahlanan ruhu görün!
FURKAN SELÇUK SOYLU
OCAK [2014]