sen de barınmaktı ana karnının sıcaklığı.
ki o derece özde saf kaldım
ilk defa o gecede verdim
suskunluğumun resmini
canhıraş bir boşlukta ruhuma yangını çalan da sendin
can havliyle zor aşmıştım da karaltını
işte o zamandı kendimi
bitmez tükenmez bir serüvenin içinde buluşum
ruhumun derinliğindeki sızı zehir oldu bana
gülüşlerinin fırlattığı sinsi oklarından
kan revan içinde kalan kalbim
işte o zaman dağıldı bağından
kaç kez toparladığımı ben bilemem
aklım ş
aşkınlığın çocukluğunu yaşıyordu o zaman
sen
oysa ki sen
tüm hayatımın içinin de içinde beslediğim bir melektin
Kapanık yüz halin görünüvermişti çocukluğuma
Tüm hayatım boyu çekilmedin gözlerimden
Diken diken ederek tüylerimi
Oysa her çeşit depremleri sen yaşatın bana
Belki saçmalıyorum
Belki de bir delinin dik saçları gibi aptalcadır sözlerim
mazim artık bomboş
öyle şeyler geliyor ki şu anda aklıma
seni iblise benzetmek gibi mesela
seni özümün içinden söküp de atmak varken
bir güle güle demeye bile mecalim olmadı
yok böyle bir mevsim
ne bana yaradı
ne de kendine buladın
mavilikleri
bir isyan bayrağıyla
yakıp da kavurup durdun ortalığı
bölgesine sığınılan aşiretin
emrinin varakasına bağlandı tüm hayatımız
kırpılan koyunlar gibi çırçıplak kaldık ortada
ve döndükçe kıbleme
kaç kez karartılırdı kaderim
kim bilir ki son mu bu başlangıç
aynı gök kubbenin ayrı yıldızları gibiyiz
Algılayamıyorum ki seni
kaldık sonunda desinler'e
seni
anla ki seni sevmek
pas içinde ki gönlümün yitiğiydi
sevmek
var oldukça bir çuvala girmiş düşman gibiydi
ne sende ne bende hayır kalmadı
sevmek
özümden kopmak gibiydi
kendime makber kazmak gibi
ama yine de sevmiştim... sevdim ama sevinmedim
bir küçük çocuk gibi
senin hep bende gazoz ağacıydı aradığın...
(26.09.2013) AZAP...
(26.09.2013) AZAP...