Yaş yokluğundan sonra! Yolun yarısı eder,
Sersemler gibi ortasındayım ayrılığın,
Küsmek, ağlamak nafile bugün,
Gözyaşlarına aldırmadan gider…
Yüreğime enkaz mı vurulmuş ne var?
Benim mi dostlar, bu yorgun ayaklar?
Ya içimde kopan fırtınalar?
Neden söylenirsiniz arkamdan,
Mazime kazılan derin hatıralar?
Zamanla nasıl da bitiyor her
aşk!
Hangi çifte baksam biz değiliz,
Nerede o çocukça sevgililer, o yalansız yeminler, o sözler?
Bu gülen aşıklar biz değiliz,
Yalandır senin varlığın yalan…
Ne de güzel başlamıştı ilk
aşkımız;
Adı bile yabancı gelir.
İlk el ele tutuştuğumuz,
Kokumuz da ayrıldı bir bir;
Gittikçe büyüyor yok oluşumuz…
Ölümün b
aşka adı da varmış!
Geç anladım sevdanın b
aşka rengini.
Aşk insanı boğar, ayrılık yakarmış,
Her
aşkın sade bir yalan olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış...
Değişirmiş yürüdüğün her sokak,
Gözler de yalan söylermiş,
Sevgilinin yüzün de hatıralar silinir,
Emeklerin silinirmiş,
Nereden geliyor bu yabancı ses,
Nereden çıktı bu sancı, giden kim,
Bu kaçıncı gördüğüm yalan,
Neylersin bu gidişler herkesin başında,
Kaybettin bulamadın olacak,
Kim bilir yıllar sonra nerede nasıl kaç yaşında,
Bir dakikalık göz temasın olacak,
Ecel misali o ilk buluşmada…
Hamit Türkan