Uzun saçları omuzlarına dökülmüş güzel kadın,
Boyu ve boynu uzun,
Yüz hatları yalın
Şalını dökmüş sırtına
Denizin dalgalarıyla yalnızlığını paylaşırcasına
Gökyüzüne bakıyordu…
Gecenin karanlığı örtmüştü ruhunu
Karalara karşı,
Gönlünün fırtınası
Martıların cıvıltısını alt edercesine
Geçmişe meydan okuyordu…
Ne feryatlar kopuyordu yüreğinde
Duyan olmasa da.
Onca sevdiği neredeydi şimdi
Yalnızlığıyla baş başaydı
Sessiz denizin, sessiz kıyısında…
Ayağındaki sandaletlerden karaydı
Gönlünün karası
Kimse bilmezdi ama,
Çok derindi
Yüreğinin yarası.
Şalını elleriyle düzeltti
Ve
Birkaç adım daha denize doğru ilerledi,
Buğuluydu gözleri
Uzun saçlı güzel kadının…
Gönlüne bir sis indi
Gecenin karanlığında
Ne umutları vardı oysa
Günün aydınlığında.
Ruhunda hazin izlerini taşırken
Acı sevdanın,
Mutsuzlukları sulara bıraktı ansızın
Uzun saçlı güzel kadın…
Evine döndü
Soğuğundan titreyerek gecenin
Ne büyük anlamı vardı
“SEVGİ “ denen kelimenin
Her iki hecesinin…
Bir sigara yaktı
Uzun saçlı güzel kadın
Ve
Şömineye birkaç odun attı,
Gecenin sessiz çığlığında, içindeki ateş
Şömineden önce yandı...
Sonsuzluğa giden sevdiğinden geriye
Sadece renksiz bir resim kalmıştı…
Yıllar, yıllar geçti aradan
Unutmadı uzun saçlı güzel kadın
İhanet etmedi hiç,
aşkına
Gölge düşürmedi eşsiz sevdasına
“VEFA” dedi bu duygunun adına
Ve
Delice sevdiği erkekten hatıra kalan
” Büyük
aşkın” tutkusuna…