Her şey bir şeye tabi bir şey her şeyden ırak
Yaşamak bazen tuzak, bilinmeyen bir yerde
Güneşe giden yolda, olmazmış derler durak
Gözler sabahı görür, bilmez ki neden, nerde
Sevda gümüş saplı ok, saplanınca kan çıkar
Ne bedende can kalır, ne ruh yerinde durur
Gün olur yürek düşer, sevdiği candan bıkar
İlkbaharın göğsünde, güller açmadan kurur
Muhabbet iksirinden, içmeden
aşk olur mu?
Olmaz diyene kanmam, olduğumdan bilirim
Engebeli yollardan, geçmeden
aşk olur mu?
Daldan inen yaprağım, solduğumdan bilirim
Her gün perçinlenmişken gönüller birbirine
Suya bir damla düşse, yangın çıkar kül olur
Gerçek seven koymazmış, birbirinin yerine
Çöle bir çöp dikersen, sürgün verir gül olur
Dokunsan yangın çıkar beden kavrulur inan
Kutuplarda buz yanar, güneş üşür, ay donar
Yer kıvrılır, gök çöker, dağlar savrulur inan
Akbabalar, Baykuşlar, gelir omzuna konar!
Aşk bu; ne beklenir ki, bir zerresi bin ölüm
Yaşayan bulur ancak, bu derdin dermanını
Vuslat ölümden beter, zulüm içinde zulüm
Çılgın yürekler duyar,
aşkın son fermanını
TEMEL ATA