yıkık dökük bir kentti ben geldiğimde burası
anlatılamayan süregelen uzun bir hikaye
ne kadar asır geçsede üstünden
bir çok şeyi içinde barındırdığı masal gibiydi anlatılanlar
yaşanılmışlığın gerçekliğinde saklıydı tüm duygular
sürdükçe dolup taşan uzun soluklu bir hayat
herşeyin olduğu gibi bu kentin hikayesi
bitmek bilmeyen bir
aşkın son haliydi
tıpkı çocuk hikayeleri gibi
dinledik çe bi daha istenilen
kendi hayatlarımızdan çıkan kesitler gibi
aşk aslında herkesçe farklı yaşanan
bir duygu seliydi.......
ne kerem ile aslı,ne de leyla ile mecnun misali
şimdi hayat kendi bıraktığı izleri toplarken
hangi hali bize yakın olurki
aslında sadece tanık olmak yeterli bazı şeyler için
tıpkı bir kitap okurcasına yaşamı izlemek gibi
harebe kentin hikayeside bilindikler gibi
sade, yalın ve sürüp asırlanan
bir
aşk serüveni..........