Bir yemini bozmak neyse
ağlamak da odur kimi zaman
boğazında çiğnenmemiş bir lokma
biliyorum
rüzgar bir tokat gibi biriktirilmiş
kinli
gözlerinde aynı sakınca
……………………
anlıyorum
ulu ağaçların gölgesindeki oyunları
yağmurlu günlerin uykusuna giren
aşkı
hani bir sabah
bembeyaz bulmak vardı çatıları
avcunda gül yaprağı patlatmak vardı
sağanağı izlerken attığın çığlık
bir gün mutlaka dönecektir,
düşün
hayal kurmak
bir şehir kurmak gibi
bilirim
sevişmek ellerde başlar
kendini anlatır tebessümler
bir yemini bozmak ne demek
bilirim
havanın kokusundan
yağmurun geleceğini kestiren insanlar tanırım
………………………
hayat kuş sepetidir aslında
yaylı çalgılar olmasa
ve içli şarkılar
bir oyundur yaşamak
seni öpüp karışmak kalabalığa
..................
uğur böceğinin ömrünü düşünme
kuşlara yem veren o kadını düşün
geçmişe dönen treni düşünme
sana verdiğim çiçeği düşün
nuhun gemisine almadığı hayvanları düşünme
çift çift binenleri düşün
her mutluluğun bir cezası olduğunu unut
zamansız
aşkı ele veren gözleri an.