Hıdrelez sabahı bin başlı papatya güneşi yutkunur
önce tüm cihan çöker üstüne
evvel zamanların çiçeği diker başını göğe
bin çiçekli toprağın göğsünde
Hıdralez sabahı bin başlı papatya doğar
her beyaz gibi sarıya düşer eteği
bir yanından çamurlu yarınlar
ötesinden kağıt parçası
aşklar
tutar da çğlık çığlık parçalar
yapışır her beyaza güneşin ölümü
gecelerin ayakları ezer her bir yaprağını
bir yanını sırtlan tutar bir yanını deli taylar
ötesinden berisinden
aşk savrulur
Bin başlı papatya yüzyıllık sarhoşluğu arar
deli rüzgar ki değer diye bekler tenine
yüzyıllık sevdalısı hangi yönden esse
eğer başını papatya bedenini verir o yele
hıdralez sabahı bir paptya doğar
Topraklı bir el sarılır bedenine
çığlık, ölüm direnişi, imdat iniltisi
yok, yok bekleme, hiçbiri yok
atlır bir çuvalın köşesine öylece
birden uyanır papatya
bin kokulu bir mahsenin kazanında
sıcaklık sarar bedenini
fokurdamalardan fışkırır minik yeller
papatya hüzünlü çiçek, bin başlı dev
aşkın kokusunu verir deli attara,
Aşkın kokusunu alacaktır bir gün
deli kasırga
bir insan yanağında