öylece yarım kalmalı ellerimizde
aşkhiçbir özlemi öykü yazdırmamalı buğulu aynalarda
dağıtmalı, atıvermeli yürekten insanı
ihanetlerde saklanmış yüzleri anlatmalı
ölümlerden geçmeli titrek vefalar
bir delikanlının aziz yüreği gibi
incitmemeli sevenleri hayatlar
kimsesiz kalışları bilmeli
yazmalı duvalarlara
gözyaşlarıyla
acıyı.
yırtık afişlerden öfkesini alıp gam üstüne daima
tüm pencereleri sökmeli yerinden
kaldırmalı tüm esrik geceleri
güvenmemeli uykulara
uykularda insan unutmaz
unuttuğunu zannetse de
hatırlamalar oldukça.
hiçbir duvarda izi kalmamalı namert sözlerin
kurtları kovalayan atlar gibi şahlanmalı şerefiyle
başı dik
alnı parlak olmalı
aşklar yürek de.
diz çöktürüp hasretleri keklik seslerinde
sevgileri gömmeli yüreklere
yürek nasıl olsa kaldırır deyip
sazın en ince telinde
yakmalı soğumuş gözleri.
ağlatmalı bir ocak günü karlı dağlarda
yüce sevdalar deyip 'oyy oyy' çekmeli derinden
kınalı kuzuların hüznünde deşip canları
uçurum boylarında İbrahimleri kovalamalı
İsmail olup anında tasından taşarken yanığı.
turnalar uçurup kimliksiz kavgalardan
şehir şehir deşip tüm mezarları
kaldırmalı ayağa ölüleri.
bir ses duyurmalı, duyurtmalı sağırlara
korkunun ne kadar iğrenç bir şey olduğunu bilip
huzurla gökyüzüne bakabilmeli
aksada hasretler şarapneller gibi gözlerden
çiğnesede ayrılıklar anıtların dilini
bir türkü ışığında aynı sözleri söyleyebilmeli.
öylece yarım kalıp ellerimizde
aşkpuslu yarınlarda barışları emip aziz ellerden
birliğin hayretlerle dolu ülkülerinde
tutmalı ürkek geceyi tam on ikiden.
aynı göğe bakarken
nemli gözleriyle
sıvaşan kırmızı sevdalarda
karbon sancıları korkularda
aşkları bırakmalı çocuklar gibi parklara.
aşkhep yarım kalsa da
taşır tüm telefonlar ihbarlarında mutluluğu.
gitse de hep gelenler gidecekleri yere
o paklar yokluğunda tüm kederleri
aç bırakmadan öykülerde kuşların dilini
...