Geçmişten gelen bir gölgeye teslim olmak yerine
Aşkın şakağına dayalı onurun tetiği düşer elbet
Bir umudu bu denli benimsemişken iç dünyamda
Bu kadar kolay gitmene izin veremem...
Oysa ipi çekilecek bir kelleyi koymuştum yoluna
Helal dediğim , helalim diyebileceğim gözlerine müptela kalasım vardı
Sende bir hayatı sonsuza taşıyasım
Soluduğum nefesin kalbime yürüyüşünü hissedip
Anlam kazanan bakışlarım vardı
Sen vardın hayatımda
Şimdi Sensizlik acı...
Sensizlik
İliklerimin sızısı...
Kuş uçuşu bir ihtilalin hızına , telaşına mı kapıldık
Ört üzerimden kalkan gölgeni ,
aşk sancağıma
Sahipsiz bırakılacak zaman değil , benliğimin firari gelini
Sözlerimin acemiliğine aldanma ne olur
Ben kul korkaklığın da yazıyorum sana
Sancılarımın , baş ağrımın duasında gelmiştim
On dört'üne vuran takvimin kutsallığında
Solumdan kalkıp gidesin , tarifsiz acıyı yüklenesim yok benim
Kokuna sarılıp uyumayı sevdim ben
Düşlerimde büyüttüğüm gözlerinin ikrasında istedim delice
Tutkumu sana adamışken böyle bırakıp gitme
Çektiğin kirlenmiş
aşkların kırıntılarına bu aciz kulunu gömme...
Serçelerin göz yaşlarını bekleme , ölemem bir kez bile
Sensizliği yaşamak bile bile içtenlikle , delirircesine
Hissettiğin kadınlığının kutsallığını bozupta gitme...
Yıkılan bir hayatın , örselenen gururumun ihtiyacı var
Kal dedim , gitmeler yalnızlığına yakışmıyor
Öyle ya simsiyah gecelerin soluğunda sevmiştim seni
Dolunay ayazında beklemiştim geri gelişlerini
Bir söz olamadım sana , bir nefeslik ömür olamadım
Dudaklarına mühür koyamadım ...
Yorgundum , bitkin bir tutku halinde
Aşkın sancağına sarılıyorum
Kaybetme korkularını kabuslarında yaşatma
Madem sende seviyorsun
Ne olur ...
Gitme...
Yunus Özkan
00:03 // 01.11.2011