bu sana son şiirim;
kalemim dört tekerin üstünde kıvrılırken ve onlarca yüz kağıdımda kesişirken..
sabahın üryan saatlerinde, sanadır damla damla akan...
...
AŞKIN SICAK ELLERİ
Bakir adımların, hissiz senfonileri
Yürek evimde dilleniyor
Yeşile düşmüş gözlerinin umarsızlığında
Ellerimi ellerinden yıkadın
Ah! nazının çemberinde dönüyorum
Üstelik niyazında bitmez
Toprağın üstünde bitiyorsun
Göğsümde yaprakları yeni çatlamış kedersin
Ah! sevgilim
Yürek ormanlarında, kırıp geçtiğin dalında
Nabzımın kelebek sevilerinde
Bu sana kaçıncı kanat çırpışım
Renklerinin tılsımlı sesinde
Polenlerine yattığım ilk baharsın
Kaç şiirin yüzü eskidi, sakallarına düşen kırlarla
Kaç kelime ağır geldi cümlelerime
Söyle daha kaç kalem el çekecek kağıttan
Üstelik ellerimi tuttun
Sıcacıktı...
Avuçlarımda kaynadı pınarlar
Berraklığında, küçücük bir çakıl taşı oluverdim
Akıntınla yuvarlanan
Ah! eteğindeyim aramızdaki zamanın
Haczindeyim tatlı hüznün
Ciğerlerime inen her nefesle kavgalıyım
Dudaklarına asılmış bir kaç idamlık cümle
Çehrenden damlayan..
Şimdi, yargısız infazının can yırtan suskun tetiklerinde
Yudumca kirpiklerinden düşüşüm
Ah!sevgilim
Yeryüzünün dilinde
Derelerin çağlayan gümbürtüsünde
Agaçların ıslak yüzünde
Yosunlanmış taşların böğründe
Kayalarının altındayım
Ağzında yarım heyecanlar taşıyan karıncayım
Hep sana taşınan
Hep sana biriktiren
Gidiyorsun yine!
Beni acıların uluduğu karanlıklar da bırakarak
Dikenli hasretinin ten çizen yasında
Gözbebeklerimin sağnağında
Gidiyorsun...
Günler günleri kovalıyor
Kulağımın dölü büyüyor
İç seslerimin çığlığında
Patikalarında vurgun yiyorum
Sularında kayboluyorum
Ömrümün dört yanını, asi bir sarmaşık gibi sarıyor
Itırlı sevgilerinin mor çiçeklerinde
Umuda çiseleniyorum
Ten kıvrımlarına nemli bir buse oluyorum
Yokluğunun çoğul yollarında
Seni yaşıyorum
Bil ki, sevgilim
Karakışın ılıtan şarabında
Bulurum seni
Sanma mutsuz olurum
Ayrılığımızı öpen saatlerin tebessümünde
Varlığımı kiymet bilen sunaklarda besilerim
Oysa!
Oysa, ellerimi tuttun
Sıcacıktı..
Bildim ki içimde köpüren volkansın
Parmaklarımın lavında
Yaktım ikimizi
Artık tüm sözler kifayetsiz
Kuru yapraklar gibi hışırtısındayız
aşkın
Ki, kavuşmaya gebe de olsa zemheri
Baharımızın ilk tekmesinin vuslatındayız
Çiçekler taçlanıyor ruhumda
Aşkın uçurumlarında
Yalnızlığımızın kadehindeyiz
Dipteyiz..
Bilemedin
İki damla yaşın azizliğini
Gözlerimden süzülen kederin
Çok kanamalı kesiğini..
Ne şen bülbüller bastın yarama
Ne kelebek tozu..
Tepelerinden indim
Serin sular içtim de
Ömrümü satırlara adadım
Yarası saklım
Sabahlarıma boz bulanık suretinle güldün
Nasırlı duygularının mihrabına çıktım da
Duymadın..
Gerdanı hüzün kokanım
Zirvesinde
aşkın
İki yana açılmış kaburgalarımın orta yerinde
Yeşeriyor kalp atımlarım
Oysa
Ellerimi tuttun
Sıcacıktı..
Bıraktın..
Düş'tüm
Ben Sende zaten hep bir düş'tüm.
08:00 25.03.2013
NURGÜL OCAK
Yazarın Notu:Uzun bir süreden sonra,
aşk kokan bir şiirle Edebiyat Defterine, özlediğim şiirsel ruha döndüm... Merhaba sevgili şiir dostları, ruhu sıcak paylaşımlara!