Aşkın sihirini gözünde gördüm
Baktıkça derinden derine düştüm
Gözbebeklerinde kayboldu gönlüm
Nar çiçeği gülün ferine düştüm
Kuş, kelebek uçar kırda bayırda
Deli fişek taylar koşar çayırda
Börtü böcek susar, sular uyur da
Ben hep gözlerinin nârına düştüm
Sarp dağlarda, çölde, ceylan gazel mi
Yaban gülü, nergis sence güzel mi
Bugün müsün yoksa ahir ezel mi
Dumanlı dağların karına düştüm
Dokunsam tenine ürperir gibi
Dalından körpe gül koparır gibi
Sevda selim beni aparır gibi
Gecelerde üryân, terine düştüm
Ay beyaz güvercin olmuş uçuyor
Gece denizinden yüzün geçiyor
Kuyruklu bir yıldız hüzün saçıyor
Gökte gelin olmuş birine düştüm
Ayaz geceleri buza döndürdün
Gözünün içinde tuza döndürdün
Yıldızları yakıp yakıp söndürdün
Kayan yıldızların yerine düştüm
Düşe sınır yokmuş, düşünce gülüm
Deliyor dağları, düş ince gülüm
Gece karanlığı deşince gülüm
Güneşin bağrında serine düştüm
Ne kadar gidersen git sen öteye
Bir daha doğarsam, düşmem hataya
Gönlümü gözünde koydum potaya
Ben hep iki adım berine düştüm
Hiçbir engel yok ki akıyor zaman
Geride kalanı yakıyor zaman
Ayrılık mı dedin, uy aman aman
Yıllar geçse de hep yarına düştüm
Aşka sınır yok, uç, kıtalar bende
Gökadaları geç, öteler bende
Sende günâh suç yok, hatalar bende
Ben kendi kendimin arına düştüm
Şaban AKTAŞ
01.07.2014