Istırap dergâhının sultanıdır âşıklar
Sadakat menzilinin mihmanıdır âşıklar.
Pervane bile bile düşer
aşkın narına
Muhabbet kapısının kurbanıdır âşıklar.
Derd-ü bela gerektir gerçek
aşk diyarında,
Rindane çile ister Mecnun' un ayarında,
İdrak eden canlara bahşeder servetleri,
Hükmü yok onsuz günün, anlamı yok yarın da.
Kemal-i
aşk yolunda, dil şikâyet eylemez,
Ebedî vuslat için, sırrını da söylemez,
Kavline şahit tutar didede incileri,
Her damlası deryaya gitmek için neylemez?
Âşığı azat etmek, mümkün değil bu yoldan,
Bülbüldeki hicranın kemendi kızıl gülden,
Lazım değil iltifat, yeter ki canan bilsin,
Ötelerin müjdesi, hüzünle esen yelden.
Gören gözler göremez, akıllar firar eder,
Bilenler söyleyemez, söyleyenler eksik der,
Asırlara hükmeden âşıkların özlemi,
Serapa ayrılığın olmadığı sonsuz yer.
Sevda büyür yürekte, Leyla'nın sûretinde,
Süflî arzu yaşamaz, sevenin sîretinde,
Gün olur devran döner ak ayrılır karadan,
Kurtuluşa erenler görür
aşk mir'atında.
Hakiki âşık nerde, kimde istidadı var?
Şimdi nefisler önde, sevdanın tek adı var,
Aşkın tarifi için çıktık zorlu yollara,
Yüzyıllar ötesinin hatırası, yâdı var.
Gazi Hüseyin KILBAŞ
04/11/2009