Gözyaşımdan denizleri yuttu derin gözlerin
Bulutları emzirdi sevda yangınında
Yıldızlara çanak tuttu saman yolundan
Şimşeklerle kıvılcım saçtı kirpiklerin
Neşter gibi saplandı gönlümün kanayan yarasına
Uzanıp giden patika yollardan
Girmişim ormanda kaybolan üveyikler arasına
Sıcaklığını yansıt ufkun ötesi güneşten
Ölüm içinde diriliş muştusu izlerin
Tutayım gökten uzanan altın halkası kolundan
Senin için dikilmiş söz kırıntılarından sihirli kuleler
İçinde büyülü tahtlar kurulmuş
Saçının bir tek teline can veren divaneler
Aşkına bedel ateşten çarmıhlara vurulmuş
Ayaklarının bastığı her kum tanesinde Leyla'nın
Bir mecnun doğurmuş ve bir mecnun ölmüş
Süvarisini arıyor şaha kalkmış küheylan
Ufuk çizgisinde sonsuz hedefe kilitlenmiş
Ve sabır kazanında yanarak kavrulmuş
Karanlığa düşen bir kuru yaprak sessizliğinde
Sevda rüzgarında dört bir yana savrulmuş
Gelinliğidir bahar gelmiş geçmiş zamanın
Çiçeklerini açmış tel tel aydınlık saçlarında
Hasretin nice yürekleri yaktı dün ve bugün
Hayatımın baharıdır yoluma düşen her bir sürgün
Hayallerde sensin şekillenen rüyalarda sen
Kölelerin yüreği sultanların tacında sen
Kerem'in ateşi mecnun'un iniltisi mansur'un feryadı
Sevdalar
aşklar sende taçlandı
Bülbül on söylermiş dokuzu gül üstüne
Ben on söylerim onuda gülüm üstüne
Sevdalar
aşklar sende taçlandı
Ölüm güzeldir yolunda ölüm üstüne
ABDULKADİR YILDIZ