Aşkların Tarihi
kalbi kanatları gibi hızlı,
gözlerinde farklıydı ışıklar.
bir şarkı söylüyor gibiydi gagası,
kanat çırpıyordu sevgiyle.
gökbulutları gibi çoğalıyordu,
yüreğinde tüm duygular.
kıyıları döven dalgalar gibi,
duyguları dövüyordu leylayı.
hissediyordu mecnunun
aşkını.
bir demir vardı elinde sadece,
tutmaktan korkar gibi okşayarak.
birden gözleri vurdu,gözlerine,
demiri daglara hırsla vurdu ferhat.
delmek için uğraşıyordu dagı.
saçlarına tutunmuştu delicesine,
atın terkisine atmıştı onu.
yarı baygın kollarınday dı züleyhanın,
acıyı hissetmiyordu yuısuf sevdanın.
yılların sevdasıydı,
aşkı onun.
gömlek yakasına iliştirmişti kemik dikeni,
benden çokmu seviyorsun diye sordu sevda.
aglayarak hayır dedi ve attı,iğneyi mecnun,
otuzüç yıllık
aşkın ikinci buluşmasında
çölde batan dikenlerin acısını unutmuştu.
önce ellerine battı telleri sazın,
oyalansın diye vermişti babası ona.
sesini çıkartıp, duymaya başlayınca,
aşkını bırakmadı sonzuza kadar veysel.
unuttu gözlerinin görmediğini,
gönül gözüyle bulmuştu, veysel.
hep kalem gibi odunlar getirdi,
beş yıl boyunca yunus.
evlat hasretine dayanamayınca,
kaçtı yunus dergahtan üç yıl boyunca.
anladı kji,ALLAH
aşkı büyüktür,
hak yoluna ermek için yunus,
tüm
aşkları sildi hayatından, özünden,
özündenb öz oldu,ham idi pişti ELHAMDULLİLLAH
Atilla Durukan