Aşklı Karşılıksız
hangi günü aralasam o acemi ölümlerden ölüm beğenmek
üstüne düş ardına koyul
her mutsuzluğun başında sen varsın
her acının ilk harfi sen
silahı özlemek olan
hesapsız kitapsız bir tutku bu
yağmurdan su içmeyi öğrenen
serçeler gibiyim telaşa uğrak
çıt kırıldım
ve hala yorulmadım
şairliğe özenen gökyüzü olmak tutkusu
ölür yorulursam
yıldızlar aç kalır
sonra
kimin hüznü doyurur göz kırpışlarını
ben hayattan önce seni sevmeye göz kırptım
yıldızlığa özendim
bulutsuz karanlığımdı hayat
ve sevmenin dışında tek vardiyamdı umutsuzluk
hep geç kaldım
hangi kitap kaçıncı sayfa anımsamıyorum
italik bir yazıydı kumrulu bir yazdı
bir kaç yaprak ham bir yeşil
uzak bir arka balkon
kendi sonumu okudum bulamadan ilkimi
sahte periler ayak bastı dünyama
yalnızlık kumkumaları
ağrılı çamur rengi hayat ve hayal tacirleri
vaz geçemediğim bir ayracım vardı
koyu kahve rengi gözlü
onunla kaldım sonumu okuduğum yerde
sonumu ne o anladı ne de ihtiyar yollarımız
kendimi bir ben anladım anlayarak sonumu
onu hep seveceğimi buzlu bir camın ardından
yüreğimi hoplatırken ellerinin izleri
'ardıma gölge düştü
bildiğim için sonumu
lacivert bir denize güvenmiştim
kendimi bıraktım onun için yaşadım
hiçbir dalga anını kaçırmadım
kulaçlarımla büyüttüm onu
yakamozlarıyla kovalamaç oynadım
tam ortasında yakalandığım hüznü
başımın üzerinde konuk ettim yüreğime'
zamanla körebe oyununda
bitimsiz olan benim
zaman gözleri bağlı ebe
bense yoklara karışmış oyun aymazı
zaman anlamıyor çinili günlüğümü
her yanı ayrı bir keder çiçeği...
sonu yok
aşkın
aşklı karşılıksızım ben...
Kağan İşçen