sırıtıyordu hayat
sırtından vurulan kadına
bıçak izi değildi
sırtında duran leke
ihanetin mührüydü
tenine yapışan damga
bir can daha tükendi
hayat hedefini
yine on iki’den vurmakta
adamlık pazarlara düşmüştü
bin dirhem şeref
bir akçeyle yer değiştirmekte
alıcısı çoktu namussuzluğun
utanma/k diye bir şey yoktu
onursuzluk kapanın elinde kaldı
gün, yüzsüzlerin/
üzerine doğru/doğmakta
hergele meydanlarında
yiğit(!) aramakla geçiyor ömür
iki yüzlülüğü
açığa çıkıyordu d/eli/kanlılığın
erkeklik dediğin
sövüp/saymaktan geçmeliydi yolu
kaypaklık diz boyuna erdi
namertlik racon keserken
hainlik kapanın elinde kalmakta
şarlatanlık yapar arsız duygular
kendini yenileyen iklimler
aciz kalır çaresizliğe
aşk diye bir şey yokmuş (!)
biraz şehvet katmakmış arzulara
küstah gecelere
yenik düşerken sadakat
ihanet, yine zaferini kutlamakta
Cömert Yılmaz