Gelişin ayrı bir dert
Gidişin hiç geçmeyen hicran sancısıdır
aşkAmacım sana ne zarar vermek
Ne incitmek
Ne de kırıp dökmektir
Nasıl bir şeydir çok sevilmek
Bunu en iyi sen bilirsin
Saltanatı sen sürersin gönülde
aşkEskiyi solur nefesim
Perde arkasından dün gibi
Tüm renkler mabet olur Da Vinci' de
Siyah beyaz
Kırık kanatlı kuşlar konar tuvaline
Gecenin karanlığında kaybolur adın
Sensizliğe vurulurum
Tetiği yüreğimde yokluğun
Sabır saklarım umuda
Sinemden aşan ırmakları
Mesafelerin derinliğine döker
Su veririm ceylanlara kınalı avuçlarımla
Ve benimle aynı romanda
Boylu boyunca
Uzanıyor olursun
Allar
Pullar
Ve hazırlar beni annem
Sarı akşamların solgun hasretine
O da yeni öğrendi
Sevdiği türkülerin gizli gözyaşlarını
Unutulmaktan korkan mazi
Hünkar eder
aşkı
Tahtının dibinde bükülür boynum
Solar gülümsemem annemin gözlerinde
Gece peçesini indirir
Aykırı anılar taşır yüreğime
Kırmızının ateşinden giyer düşlerim
Sensizliğin hayaline sarılır
Mum ışığında ararım
Hasıraltı umutlarım yeşerir yeniden
Bilmem kaç yıl eskir içimdeki gençliğim
Tut ki seni gördüğüm yaştayım
Bitmez ufuk şafakların
Kül rengi bulutların bile
Tüketmez umutları
Ne kadar imkansızsan
O kadar tutkum olursun
Tedirgin gölgelerden geçersin
Doymaz ihtilale yürek
Sarhoş gezer ömrünce
Su içerek
Sevda pınarından
Ah
aşkSen hüznü biriktirensin...