uçurum ezgilerine mendiller tutardık gözü yaşlı
"
aşk her zaman ölmez" derdi
içimizdeki ak sakallı koca bilge
susardık sonra asırlar boyu
lal türküler düşerken dilimize
bütün lehçeleri öğütüp içimizde
bir bir kurşuna dizdirdiler
"racona ters" denildi rengarenk kıyafetler
tek tip elbiseden yola çıkıp
herkese vakitsiz kefen biçtiler!
sindik toprağın altına kardelen gibi
nasılsa bir gün vakti gelince
zemheriye inat doğrulacak
başımız dimdik göğe diye
ulusal üstgeçitlerden
gayrı resmi altgeçitlere yol açtık
kendi pencerelerimizden baktık dünyaya
dünya gözüyle
köşe başı bohem kafalılar
baş köşe biatçılardan
parsellenmiş çocuk mezarlarından
yol bulamadık denizlere
kuş tüyünde uyuyan beylere, hanımlara
kuşların özgürlük masalını anlattık inancın direnciyle
biz dedik hep ben'den önce
onlar siz diye suçlarken bizi
iz dedik bu kez ısrarla
kuşların kanat izi
sonra iyi çocukları seçtiler hep
tanrı'lara adanmış kurbanlar gibi
gülümseyen çocukları
şiir yazan, gitar çalan
aşk çocuklarımızı
umudun rengi yarınlarımızı!
birdenbire kan tutar oldu hepimizi
ne göğe bakacak
ne yere yatacak yüzümüz kalmadı utancımızdan
onlar yüzünü ar suyuyla yıkarken
biz teyemmüm ettik toprakla veballerimizi
ak sakallı koca bilge
günah çıkardı içimizden
"bağışlayın evlatlarım beni
aşk her zaman yaşamaz
solar bazen
aşksızların el'inde"
bağırdık sonra avaz avaz
çığlıklarımız sökülürken gırtlağımızdan feryat, figan
aşksızlar!
aşk'sızlar!...
01:15/05.12.14/Sev_tap